DİĞER
"Chandler’ın bütün romanı girift olay örgüsü ve kat kat açılan pisliklere ve yozlaşmaya rağmen aslında tek bir fikre, tek bir insan zaafına (ya da tutkusuna) adaması Uzun Veda’yı Balzac’ın ya da Tolstoy’un o büyük romanlarından biri katına çıkarır."
"Ne demişti Carver, Wolff ve Ford’la arkadaşlıkları hakkında? 'Eserleri ve kişilikleri meltem ile tuzlu su kadar farklı. Benzerliklerin yanı sıra bu farklılıklar ve tanımlanması zor başka bir şey onları dost kılıyor.' Buradaki 'tanımlanması zor başka bir şeyi' tanımlamaya çalışmayacağım, ama bu 'şey'in ne olabileceğine dair –adını koymadan, bir sınıfa, ekole sokmadan– bir şeyler sezmek sanki mümkünmüş gibi geliyor bana."
"Aralarında neredeyse otuz yıllık bir zaman dilimi olan bu iki öykü, neo-liberalizmle birlikte değişen politik, sosyal ve ekonomik koşullar neticesinde özne deyince ne anladığımızı ve özne anlayışımızın nasıl bir değişime uğradığını gözler önüne seriyor."
"Kayıpların yasını tutabilmek kolay değil, ama yazarak da yas tutulabilir. Edebiyat psikanalizden önce de vardı ve adı konmadan, bir ölçüde onun yaptığını yapıyordu zaten."
“Tomris Uyar’ı ona şiir ithaf eden şairlerden dolayı sevmek, Leyla Erbil’e Ahmed Arif’in aşkı ve mektuplarından dolayı hayranlık duymak, defalarca tekzip edilmesine karşın Hasan Ali Toptaş’ı 'Çocuk TV izliyordu, haczetmemek için istifa etti' efsanesinden dolayı saymak, Nilgün Marmara’yı severken intiharı ve Sylvia Plath’la 'ruh ortaklığı'nı gündemde tutmak…”
Yazara değer verilmeyen bir ortamda yetenek olsa neye yarar? Yazara verilen desteğin edebiyata destek olduğunu söylemek, yanlış bir ifade olmayacaktır
Tanıl Bora'nın kaleme aldığı Zamanın Kelimeleri, Yeni Türkiye'nin dilinin politik ufkumuzu ve genelde dünyayı idrak etme biçimimizi daraltarak dönüştürdüğü hususunda okurunu dikkatli olmaya davet ediyor
Dedektif karakteri gerçekten ihtiyaç duyduğumuz modern bir kahraman. Onsuz yapamayız. Ama edebiyat değeri taşıyan, nitelikli polisiye roman okumak hakkımızda da ısrar etmeliyiz...
Raymond Kévorkian’ın 2006 yılında Fransa’da, geçtiğimiz ay ise Türkiye’de İletişim Yayınları tarafından yayımlanan Ermeni Soykırımı adlı yapıtı “yok ediş”in toplu bir dökümü niteliğinde
Oscar galibi Birdman, sırtını Amerikan hikâyeciliğinin dev ismi Raymond Carver’a dayıyor. Peki, film yazara saygı duruşunda mı bulunuyor yoksa ihanet mi ediyor…
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık